Okul müdürlerinin görev tanımı, sadece eğitim ve öğretim faaliyetleridir. Ancak günümüzde birçok okul yöneticisi, okul binası bakımından dolayı eğitim süreçlerinin bir kenara itildiği gözlemlemektedir.
Okul müdürlerinin görev tanımı, sadece eğitim ve öğretim faaliyetleridir. Ancak günümüzde birçok okul yöneticisi, okul binası bakımından dolayı eğitim süreçlerinin bir kenara itildiği gözlemlemektedir. Müdürlerin temel sorumluluğu olan eğitim ve öğretim faaliyetleri, sıklıkla okul bakım ve onarım işlerinin gölgesinde kalmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı, okul müdürlerini ve müdür yardımcılarını eğitim öğretim sınıfı personeli olarak tanımlar ve yönetici atama yönetmeliğinde, okul yöneticilerinin eğitim ve öğretim faaliyetlerinden ayrılmaz bir şekilde bağlı olduğunu belirtir. Buna rağmen, bazı okul yöneticileri görevlerini bir inşaat mühendisi gibi yürütme eğilimindedir; yerleri kaplamak, sınıfları boyamak ve camlara kilit takmak gibi işlemlerle meşguldürler.
Bu durum, eğitim yönetiminin çağın gerekliliklerinden uzaklaşmasına yol açmaktadır. Dijital çağın ve eğitimdeki yeniliklerin gerektirdiği sürekli gelişim, bu tür müdürlerin müteahhitlik işlerine yoğunlaşmalarıyla göz ardı edilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullar için tahsis ettiği ödenekler, genellikle bakım ve onarım işlerine harcanmaktadır; bu da eğitimin kalitesini artırmaya yönelik adımların geri planda kalmasına neden olmaktadır.
Bu sorunun çözülmesi için, eğitim ve öğretim faaliyetlerine yeterince zaman ayırmayan yöneticilerin tespit edilmesi ve gerekli uyarıların yapılması gerekmektedir. Eğitim odaklı bir yönetim anlayışına geçilmesi, okul yöneticilerinin asli görevlerine odaklanmalarını sağlayarak, eğitim kalitesinin artırılmasına katkıda bulunacaktır.