İzmir Olgunlaşma Enstitüsü’nün hazırladığı ‘Bir Göç Hikâyesi, Keyfiye’ temalı ‘Köklerim’ defilesi davetlilerin büyük beğenisini topladı.
El tezgâhlarında dokunan keyfiye kumaşlarla hazırlanan ve 28 parçadan oluşan kıyafet, ayakkabı ve çantalar, İzmir İktisat Kongresi Binası’nda gerçekleştirilen ‘Bir Göç Hikâyesi: Keyfiye’ temalı ‘Köklerim’ adlı defile ile sergilendi.
Defileye; İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, MEB Bakan Danışmanı Arzu Günaydın, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Melih Keleş ve davetliler katıldı.
Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türk topluluklarının, birbirlerini tanımak için farklı renklerde kullandıkları rivayet edilen ve unutulmaya yüz tutan keyfiye, İzmir Olgunlaşma Enstitüsü’nün el tezgâhlarında yeniden can buldu. Defilede yer alan birbirinden değerli parçalar, şala benzeyen bir aksesuar olan keyfiye kumaşıyla aslına uygun olarak dokundu ve rengârenk çizgileriyle güncel tasarımlara dönüştü. Sergilenen defilede, keyfiye kumaşı kullanılarak üretilen atkı ve şalın yanı sıra çanta, etek, ceket, pantolon, kaftan gibi ürünlerden oluşan koleksiyon göz doldurdu. Koleksiyon oluşturulurken ‘sıfır atık’ bilinciyle atık kumaşlar, aksesuar ve takılarda değerlendirildi.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi yaptığı konuşmada, İzmir Olgunlaşma Enstitüsü’nde kursiyerlerin ve öğretmenlerin güzel çalışmalara imza attıklarını belirterek şöyle dedi: ‘Türkiye’nin gerçekten medarı iftiharı diyebileceğimiz bu kurumun, unutulmaya yüz tutmuş eserleriyle ilgili güzel çalışmalarını görmekteyiz. Bunlardan bir tanesi de keyfiye. Dünyanın kültür başkenti Anadolu’da, bin yıldır evimiz olan bu coğrafyada; bizim insanlarımız, elinin emeğine, gözünün ve gönlünün nurunu katıp nice emsalsiz sanat ve zanaat ürünleri ortaya çıkarmıştır. Hayallerini, rüyalarını, dualarını ilmek ilmek dokudukları adeta bir sanat eseri olan bu kumaşlar vasıtasıyla bizlere ulaşmışlardır. Bugün burada, Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan keyfiye dokumacılığının hikâyesini bizlere nakleden öğretmen ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum. Gençlerimizin bu sanatlara olan ilgisi ve yetenekleri, ülkemizi uluslararası alanda tanınan bir marka haline getirebilir. Bizim olanı, bizden olanı koruyarak ve değerini bilerek markalaştırmak, sadece kültürel mirasımızı değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal kalkınmamızı da destekleyen bir stratejidir. Bu vesile ile kültürel değerlerimizin korunmasında, nesiller boyu aktarılmasında emeği geçen tüm meslektaşlarıma ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum.’
Keyfiye dokumacılığının yolculuğu, İzmir Olgunlaşma Enstitüsü’nde unutulmaya yüz tutmuş dokumaların yeniden hayata kazandırılması için yapılan Ar-Ge çalışmalarıyla başladı. Ar-Ge çalışmaları kapsamında yapılan araştırmalarla, Türk tarihinde önemli bir yeri bulunan keyfiyenin yok olmak üzere olduğu ve el tezgâhlarında dahi üretiminin yapılmadığı tespit edildi. Müzelerdeki keyfiyeler incelenerek kayıt altına alındı. Oluşturulan arşivdeki keyfiyeler, enstitünün atölyelerinde usta zanaatkârlar tarafından 35 farklı desende yeniden dokunmaya başlandı.
2016 yılında tek bir tezgâhla başlayan geleneksel dokumaların üretimine bugün 20 tezgâhla ve enstitü bünyesinde oluşturulan dokuma merkezi, kumaş test – analiz laboratuvarı ve kök boya laboratuvarı ile devam ediliyor.